Osmanlı Tarihi Hakkında Yardımcı Blog

Merhabalar değerli internet kullanıcıları,blog yazarları olarak bu blogu açarken amacımız yurttaşlarımıza Osmanlı Tarihi 'ni derin bir şekilde tanıtmak ve öğrencilerimize Tarih derslerinde yarımdıcı olabimek.Öğrencilerimizde bu bloga yorumlar bölümüne istedikleri konuları beyan etmeleri sonucu blog yazarları olarak onlara yardımcı olmaya çalışacağız.Teşekkürler.

29 Eylül 2008 Pazartesi

Bilim Harikası Bir Harita


İslam bilim ve kültür tarihinin şaheserlerinden biri kabul edilen Tabib İbrahim haritası,sanatla tabaklanmış bir ceylan derisi üzerine takriben 1:30.200,000 ölçeğinde çizilmiş bir Akdeniz portolonudur.Eni 54.cm,boyu 90 cm.dir.Haritanın çizim alanı 48x89 cm dir.Deri kenarındaki bir cm'lik çerçeve İslam sanat motifleriyle müzeyyendir.Derinin boyun kısmındaki bir de gök haritası mevcuttur.
Akdeniz ,Adalar denizi(Ege),Karadeniz,Atlas Okyanusu'nun doğu sahilleri ve İngiliz adalarını gösteren haritada,sahiller ve adalardaki kara parçaları ile yerleşim bölgeleri hakkında da bilgiler mevcuttur.Böylece harita hem kara hem de deniz haritası özelliği taşır.
Harita kitabesinin yanlış okunması sonucunda yıllarca Mürsiyeli İbrahim haritası olarak anılan ,gerçekte ise Trablusgarplı Tabib İbrahim el-Katibi tarafından 1461 yılında telif edilen harita ,Piri Reis 'in dünyaca ünlü Atlas Okyanusu haritasından (yapılışı 1513) da eski olup Piri Reis 'in kaynaklarından da biridir.
Osmanlı denizcilerine yıllarca hizmet veren harita,Capri adası merkez olmak üzer kartografik bir ağ ile örtülüdür.Ağrlığınca pırlanta değen bu harita halen Deniz Müzesi'nde sergilenmektedir.
Gerek tarihi ,gerek coğrafi,gerekse sanat değeri açısından bütün dünya müzelerinde bir benzerine daha rastlanması mümkün olmayan bu Akdeniz portolonunun format ve kartografik tasarımı ,zamanında çiizilen haritaların nasıl bir yöntemle hazırlandığını ispat etmesi ve Ortaçağın ilk dönemlerinde İslam biliminin birçok dalda olduğu gibiastronomi alanında da çok ileri olduğunu göstermesi açısından önemlidir..Kıyı şeridi ve adaların çiziminde erişilen doğruluk derecesi,o dönemde yapılan Avrupa kökenli hiç bir haritada bulunmadığı gibi,günümüzün modern alet ve cihazlara sahip coğrafya alimlerini dahi hayrete düşürecek derecede bir doğruluğa sahiptir.Özellikle doğu-batı doğrultusundaki nokta konum prezisyonu,Ortaçağ'ın imkansızlıklarına kıyasla fevkalade tutarlıdır.Portolonda bulunan gök haritası ise ayrı bir değere sahip olup adeta çeşitli bilim dallarının bir birlerini nasıl destekelmek zorunda olduğunun ve günümüzde yapılan çalışmalara bu perspektiften bakılması ve öyle çaba sarfedilmesi gerektiğinin ispatıdır.

28 Eylül 2008 Pazar

Yıldırım Bayezid(1389-1402)

I.Murad'ın büyük oğlu olan Bayezid,babasının Kosova meydan savaşında şehid edilmesinden sonra Osmanlı tahtına çıkarıldı.Osmanlılar'ın 4,hükümdarı olan Bayezid,tahtta kaldığı 13 yıl içinde Osmanlı topraklaırnı iki misline çıkarak Bulgaristan'ın siyasi varlığına son vermiş,Romanya'yı hakmiyeti altına almış,ArnavutlukMakedonya ve Yunanistan'da pek çok fetih yapmıştır.1.Bayezid,Bizans İmparatorluğu'nu da idare etmeye başlamış ve nihayet Anadolu Türk Birliğini büyük ölçüde gerçekleştirmiştir.Ne yazık ki bu kudretli Osmanlı hükümdarı talishsiz bir savaş sonunda Timur'a esir düşmüştür.

26 Eylül 2008 Cuma

Osmanlı'da Şeyh Mürid Adabı

  • Şeyhle mürid aynı sofraya oturmamalıdır.
  • Uzun zamandır aynı yerde beraber oturmamalıdır.
  • Şeyhin oturduğu yere oturmamalıdır.
  • Şeyhiyle aynı bardaktan su içmemelidir.
  • Şeyhinin ölüm ve boşanma sebebiyle dul kalan eşini almamalıdır.
  • Şeyhinin hırkasını izinsiz giymemelidir.
  • Şeyhini abdestsiz ziyaret etmemelidir.
  • Mürid şeyhten hürmet beklememeldir.Ancak şeyh müridin gönlünü almak için çok seyrek olarak bu yola başvurabilir.
  • Mürid yapmak istediği işlerde şeyhine danışamalıdır.

24 Eylül 2008 Çarşamba

Osmanlı Devleti Bünyesi'nde Şeyhlerin Özellikleri

Bilindiği üzere şeyhlik Osmanlı Devleti'inde önemli yer tutmuştur.Şeyhlik halkın bilgi kaynağı olmuş ve aydın kimselerdir.Şeyhlerin kişisel profilleri:
  • Allah 'ı zat ve sıfatlarıyla tanımalıdır.
  • İrşadda tecrübesi olmalı ,daha önce yetiştirdiği müridleri olmalı,
  • Kendi mecazi varlığından soyunup hakiki varlıkla var olmalı,talib ve mürid değil matlub ve murad olmalıdır.
  • Hakk'dan aldığını halka vermelidir.Gerçek bir gönüle sahip olmalıdır,
  • Alim olmalı,cahil olmamalıdır,
  • Hakk'ın nuruna ulaşmış olmalıdır.

2.Murad Devri(1421-1451)

Çelebi Mehmet'in ani ölümü üzerine Bursa'ya çağrılan büyük oğlu Murad Bey,devlet işleri gelenleri ve Yeniçeriler tarafından tahta çıkarıldı.Bu tarhie kadar Amasya sancak beyliği vazifesinde bulunan Murad Bey henüz 17-18 yaşlarında bir delikalıydı.Babasının vefatı,İstanbul'da bulunan Mustafa Çelebi'nin serbst bırakılması ihtimali göz önünde tutularak,kendisinin Bursa'ya gelip tahta cülusuna kadar gizli tutulmuştu.Çelebi Mehmed'in ölümü 2.Murad tahta çıktıktan sonra açıklandı.Sultan Murad babasının naşını Yeşil Camii karşısında bulunan Yeşil Türbe'ye defnettirdi.

23 Eylül 2008 Salı

Yeniçerilerin Talim ve Spor Hareketleri

Kuruluşundan itibaren barış zamanında yeniçerilere önce ok,sonra da tüfek talimi yaptırılmıştır.Bu faaliyetler ocağın talimhanesinde icra edilirdi.54.bölüğün kumandanının talimhanecibaşıdır.Ok talimleri bu zatın;tüfek talimlerinin ise avcıbaşının başkanlığında yapıldığı görülmüştür.Bu işler için Yeni odalar'da talimhane ve ok meydanı vardı.Padişahlar buraya zaman zaman atış talimlerini ve saksofoncuların ayılarla güreş müsabakalarını ,gürz sallama ve atma sporlarını seyretmeye gelirlerdi.Atış talimleri genllikle perşembe günler yaptırılırdı.Ocaktaki bu talim işleri 17.yüzyıl başlarında gevşemiş,çok geçmeden bozulmuş ve sadec ismen kalmıştır.

20 Eylül 2008 Cumartesi

Nizam-ı Cedid

Babası 3.Selim gibi ıslahatçı bir Padişah olan 3.Selim'in Osmanlı tarihinde ciddi ıslahat teşebbüsünde bulunan ilk hükümdar olduğu söylenebilir.Daha şehzadeliğisırasında Avrupa devletlerinin teşkilatıyla ilgilenn 3.Selim Rusya ile Yaş Antlaşması'nın imzalanmasından sonra önce devlet adamlarından yapılması gereken ıslahat hakkında layihalar istedi.Sunulan raporların çoğu ,ıslahatın askeri alanda olmasında birleşiyordu.Bu layihaların ışığında harekete geçen 3.Selim önce yeni bir ordu kurdu.Neferleri bostancı ocağından alınan yeni askeri teşkilatın adı Nizam-ı Cedid ordusuydu.Modern anlayışa uygun olarak alay ,tabur ve bölüklere ayrılan yeni ordu için yeni kışlalaryapıldıve Nizam-ı Cedid neferlernie Avrupai eğitim sistemi uygulandı. Giderleri için de İrad-i Cedid adıyla yeni bir hazine teşkil edildi.Kısa zamanda mevcudu 12,000 kişiye ulaşan Nizam-ı Cedid ordusunun taşra da kurulmasına başlandı.3.Selim zamanındaTopçu Ocağı'nın da ıslahına çalışıldı.Fransa'dan top uzmanları getirdildi.Öteki kapıkulu ocaklarının yanında tımar sistemi yeniden ele alınarak topralı süvarilerin de ıslahına gayret sarfedildi.

Mühendishane-i Berri-iHümayun adıyla yeni bir kara mühendishanesi açıldı.Ancak bütün bu faaliyetler içv ve dış tahrikler sonucu 1808'de Kabakçı Mustafa önderliğinde çıkan ayaklanma ile sona erdi.Nizam-ı Cedid ordusu kaldrıldı,bir süre sonra da 3.Selim isyancılar tarafından öldürüldü.

19 Eylül 2008 Cuma

Osmanlı-Leh Antlaşması

Osmanlı ordusu 6 kez yaptığı hücümlarla düşmanı müstahkem mevkiinden oynatamamıştı.Sultan Osman buna rağmen görünür bir üstünlük istiyor,gerekrise sınırda kışlaycağını bile söylüyordu.Osmanlılar da büyük kayıplar vermişlerdi.Askerin moral gücü kalmamıştı.Böyle bir ortada Lehler'in barışa yanaştıkları görüldü.Eflak Voyvodası Konstantin Şerban'ın aracılığı ile 5 Ekim 1621 tarihinde Leh elçileri gelip bu savaşa sebep olduklarından dolayı özür dileyerek Kanuni Sultan Süleyman zamanındaki esas üzerine barış yapamayı istediler.Böyle bir durumda kış aylarınnın da yaklaşması üzerine Sultan Osman barışa yanaşmak zorunda kaldı.

Osmanlı-Leh antlaşması başlıca şu maddeleri içeriyordu:
  1. Hotin Kalesi Osmanlı hakimiyetinde bulunan Boğdan Voyvodalığı'na iade edilecekti.
  2. Kanuni devrindeki sınır esas alcaktı.
  3. Lehler eskiden beri Kırım Taratarları 'na vermekte oldukları yıllık 40,000 duka altını ödemeye devam edecekti.
  4. Kazaklar Osmanlı arazisine ,Kırım Tatarları da Lehistan topraklarına akın etmeyeceklerdi.
  5. Kırım Hanı Lehistan topraklarından ordu geçirmek istediği takdirde geçtiği yerlere herhangi bir zarar vermeyecekti.

Sultan Osman'ın emirindeki ordu ile daha büyük bir zafer kazanılması mümkünken,yine de açık bir üstünlükle imzalanan bu antlaşma sonucunda Padişah Hotin karargahından her tarafa zafernameler gönderdi.Daha sonra İstanbul'a doğru yola cıkan Padişah 25 Ocak 1622 tarihinde İstanbul'a geldi.İstanbul'da 3 gün 3 gece şenlikler yapıldı.

14 Eylül 2008 Pazar

Genç Osman'ın Projeleri

Osmanlı İmparatorluğu'unda ıslahata teşebbüs eden ilk Padişah olan Sultan Osman'ın yapmak istediği yenilikler şunlardır:

  1. Kozmopolit bir topluluk haline gelen yeniçeri ve sipahi ocaklarını tamamiyle ilga ve imha edrk onların yerine Anadolu,Suriye ve Mısır taraflarından toplyacağı askerlerden yeni bir ordu kurmak.
  2. Payihatı İstanbul'dan Anadolu'ya nakledip İstanbul'daki kozmopolit çevreden kurtulmak.
  3. İlmiye sınıfının siyasi ve mali kudret nüfuzunu kırmak.
  4. Saray geleneklerini değiştirerek Harem-i Hümayunu tasfiye etmek.(Bunun için kendisi İstanbul'un tanınmış ailellerinin kızlarıyla evlenmeye başladı.Önce Damad Pertev Paşa'nın kızıyla,sonra da Şeyhülislam Es'ad Efendi'nin kızıyla evlendi.)
  5. Kıyafet değşikliği yapmak.
  6. Fatih ve Kanuni devletlerine ait eskiyen mevzuatı yenileyip yeni hayat şartlarına uygun kanunlar koymak.

13 Eylül 2008 Cumartesi

Koçi Bey Risalesi'nden (Koçi Bey Raporu)

''...(1582m.) tarihine geince reaya fukarasından her bir nefer başına kırkar akçe ve ellişer akçe cizye ve kırkar akçe hane avarızı ve iki koyundan bir akçe resm-i ganem alınıp ziyade alınmazdı.Şimdiki halde (1631m.)reaya fukarasına olan zulm ü taaddi bir tarihte ve bir iklimde ve bir Padişah memlektinde olmamıştır.Memalik-i İslamiyye'den bir memlekette zerre kadar bir ferde zulm olsa ruz-ı cezada müluktan sual olunur...Küfr ile dünya durur;zulm ile durmaz.Adalet ,tul-u ömre sebeptir ve intizam-ı ahval-ı fukara Padişahlara mucib-i cennettir...


Baki emr üferman saadetlü Sultanım hazretlerinindir.''

12 Eylül 2008 Cuma

Koçi Bey

Osmanlı toplumunun sosyal ve siyasi bunalımlarını ilk defa köklü biçimde ele alıp inceleyen tarihçi yazar.Göriceli Arnavut bir aileye mensuptur.Adının Mustafa olduğu sanılmaktadır.Sultan I.Ahmed döneminde devşirme yoluyla saraya alınmış ve Enderunda eğitim görmüştür.Sultan 4.Murad zamanında Has Oda müsahiplerinden oldu.1631 yılında kalema aldığı ünlü ünlü risalesi ile Padişahın ilgi ve iltifatını kazanıp en yakın müşavirleri arasına kayıldı.Bağdat seferinde Padişahla birlikte bulundu.4.Murad'ın ölümünden sonra Sultan 1.İbrahim zamanında muhasiplik görevine devam etti ve ona da bir risale sundu.1640'tan sonra memleketi Görice'ye döndü.Mezarı Görice 'nin Plament köyündedir.

Koçi Bey'in önemi ve şöhreti ,yazdığı Risalelere dayanır.4.Murad'a sunulan Risale 22 adet layihadan oluşur.O dönem Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu sıkıtıları değişik yönlerden (tarihi,toplumsal,iktisadi vb.)inceleyip çözüm önerileri getiren bu layihalar ise saray düzeni ,devletin teşkilat yapısı vs.üzerinde durur.Her iki risaleye bakılarak 17.asrın OSmanlı toplumu ve devlet düzenini tanımak mümkündür.

Koçi Bey'in ilk risalesi İngilizce'ye (1861),Fransızca'ys (1725),Rusça'ya (1873),Macarca'ya (1896) ve Almanca'ya (1896) çevrilerek basılmıştır.Eser Türkçe olarak 1886 'da,yeni harflerle de 1939'dabasılmış,her iki risalesinin bilimsel neşri de 1972 'de yapılmıştır.

11 Eylül 2008 Perşembe

Köprülü Fazıl Ahmed Paşa'nın Sadareti

Köprülü Mehmed Paşa'nın büyük oğlu olan Fazıl Ahmed,1653'te Vezirköprü'de dünyaya gelmiş,küçük yaşta getirildiği İstanbul'da eğitimini tamalamıştır.1657'de Sahn-ı Seman müderrisliğne yükselen Fazıl Ahmed Efendi,bir süre sonra bu mesleğin kendisne uygun olmadığını düşünerek idari görev aldı.Böylece önce Erzurum ,ardından Şam valiliklerine atanmış,Şam'daki görevi sırasında halktan alınan iki vergiyi kaldıttığı için halkın sevgisini kazandığı gibi,bölgedeki isyan hareketlerini önlenmesi yüzünden merkezi idarenin de takdirini kanzanmıştır.Nitekim bu başarılarından sonra Haleb beylerbeyliğine atanmuş,fakat babasının hastalığı ve vasiyeti üzerine göreve başlamadan Edirne'ye dönmüştür.


Öte yandan Sadarete geldiği sırada zaten hayli yaşlı olan Köprülü Mehmed Pala,Sadarazamlığı sırasında karşılatığı pek çok sıkıntılı olay yüzünden iyice yıpranmıştı.Hastalanınca,Padişah'a ''Rahat etmek isterseniz,benden sonra Sadaret makamını oğlum Fazıl Ahmed Paşa'ya veriniz''tavisyesinde bulunmuş,4.Mehmed de Fazıl Ahmed Paşa'yı Sadrazamlığa tayin etmiştir.

Köprülü Mehmed Paşa'nın ölümü üzerine Aydın taraflarındaki bir ksıım sipahi zorbalıkve isyan girişiminde bulundularsada ,Fazaıl Ahmed Paşa 'yı göndererek isyanı bastıtdı.Bu olay dışında ,Fazıl Ahmed Paşa devrinde bir asayiş sorunu olmamıştır.

10 Eylül 2008 Çarşamba

2.Ahmed(Osmanlı Padişahlarından)1691-1695


2.Ahmed ,Sultan İbrahim'in Muazez Sultan'dan doğma oğlu olup ,1643'de Edirne'de dünyaya gelmiştir.

2.Süleyman vefat edince,darüssade ağası durumu Sadaret kaymakamı Kadı Ali Paşa'ya bildirdi.Sadrazam'ın daha önce aldığı karar ve kendilerine verdiği kesin talimat doğrultusunda Şehzade Ahmed,önce has odaya getirildi.Buradakilern biatı alındıktan sonra Babüssade önüne konulan tahta oturdu ve devlet adamları,ulema ve ocak ağalarının biat töreni yapıldı.

Kılıç kuşanma töreni ise,uygulana gelen adet üzre Eyüp Sultan'da yapılmaycağı için ,Fatih Sultan Mehmed ile 2.Murad 'ın kılıç kuşandığı Edirne'deki Eski Cami'de yapıldı.

9 Eylül 2008 Salı

Karlofça Döneminde Rus Cephesi

Sultan 2. Mustafa zamanında Venedik ve Lehistan cephelerinde de mücadele durmamıl olmakla birlikte Avusturya cephesinden sonraki en önemli cephe Rus cephesi idi.
Ruslar'ın,Osmanlılar için tehlikesi giderek büyüyen bir düşman olduğu daha 4.Mehmed zamanındaki Çehrin,seferi ile anlaşılmıl olmakla birlikte,o sıralar Ruslar saldırgan bir tavır takınmaktan çekiniyorlardı.Daha sonraları ise giderel saldırganlaştılar.Bunun en Önemli sebeplerinden birisi,Kutsal İttifak'a girmiş olmalarıydı.2.Mustafa devrindeki tecavüzlerinin arkasında yatan güç de bu ittifaka girmeleridir.Artık Ruslar,üzerinde önemle durulması gereken ve devleti şiddetle sıkıştırmaya başlayan bir basşka güç odağıdır.Bu da Osmanlılar'ı barışa zorlayan sebepleden biriydi.

8 Eylül 2008 Pazartesi

Erdel Hadiseleri

Osmanlı Devleti 'ne bağlılığı ile tanınan Erdel Prensi Bethlen Gabor'un ölümünden sonra Erdel'de huzurun yavaş yavaş bozulduğu görülmektedir.

Bethlen Gabor 1626 Kasım'ında İstanbul'a bir mektup yollayarak oğlu olmadığını belirtmiş ve ölümünden sonra Erdel yönetiminin karısı Catherin'e verilmesini istemiş,Osmanlu hükümeti de bunu kabul etmişti.Gabor 1629 yılında ölünce yapılan anlaşma gerği Catherin Erdel Kraliçesi olarak kabul edildi.Ancak Gabor zamanında öenmli roller oynamış olan Rakoczi György krallığı 1630 yılında ele geçirdi.Sultan Murad da aynı yıl içinde onun krallığını tasdik etii.

7 Eylül 2008 Pazar

1623-24 İran-Osmanlı Savaşları

Sultan 4. Murad Osmanlı tahtına oturduktan sonra ordusunun başında Revan ve Bağdad'a kadar gitmiştir.4.Murad 'ın gerek Revan ve gerekese daha sonraki Bağdad seferleri,Anadolu'daki sipahi zorbalarını ve ''mütegallibe'' denilen bir zümreyi temizlenmesinde önemli rol oynamıştır.Padişah bu seferlerinde eşkıya ve zorbaları arayıp buldurmuş ve öldürtmüştür.Bunun için her iki seferde de ülkede bir istikrarın meydana geldiğini görülmüştür.

Abaza Mehmed Paşa İsyanı

Sultan 4.Murad tahta geçtikten bir süre sonra Abaza Mehmed Paşa isyanı tekrar patlak verdi.1.Ahmed zamanında Sadrazan Kuyucu Murad Paşa Celaliliğin kökünü kazımaya çalışmışsa da isyan edn Abaza Mehmed Paşa'nın asıl amacı,güya Genç Osman'ın intikamını almaktı.


Kemankeş Ali Paşa'nın yerine tayin olunan Veziriazam Çerkes Mehmed Paşa'nın ilk işi Abaza Mehmed Paşa'nın üzerine gitmek oldu.Yeniçeri ocağının önde gelenleri ile görüşerek Abaza 'nın kendi bölgesinde binlerce yeniçeriyi yok ettiğini ,eğer Anadolu'da daha da güçlenirse yeniçerilerin kökünü tamamen kazıyacağını söyledi.Bunun üzerine yeniçerilerin Abaza Mehmed Paşa ve kuvvetlerine karşı düşmanlığ daha da arttı.Abaza'nın yeniçeri ağası Mehmed Ağa'ya karşı yazdığı suçlayıcı bir mektup işin tuzu biberi oldu.

6 Eylül 2008 Cumartesi

Serav Andlaşması

Halil Paşa İstanbul'a dönüşünde azledildi ve yerine ikinci defa Öküz Mehmed Paşa Sadrazam tayin edildi.Bu arada İran'dan gelen bir elçi ile her iki ülke arasında bit antlşama yapıldı.Bu antlaşmaya göre:

1.Kanuni Sultan Süleyman zamanında barış antlaşmasında tayin edilen sınır iki devlet arasında esas teşkil edecek,
2. Sınırda yapılan bir tashih ile Ahıska eyaletinin Osmanlılar'da kalmasına mukabil Bağdad eyaletinin Derme ve Dertenk sancakları İranlılar'da kalacak.
3.İranlılar her sene haraç olarak 100 yük ipek ,kumaş vs. eşya gönderecek,
4.Esirler karşılıklı olarak iade edilecek,
5.İranlılar Ehl-i Sünnet 'in önde gelen büyüklerine küfretmeyecekti.

5 Eylül 2008 Cuma

1615-1618 Osmanlı-İran Savaşı

1612 yılında İranlılar'la yapılan antlaşma ancak 3 yıl sürmüştü.Sözkonusu antlaşmada İran 'ın Osmanlı devleti'ne vermesi gereken 200 yük ipeği yollamaması üzerine savaş hazırlıkları her iki tarafta da tekrar başladı.1612 yılında yapılan barış andlaşması aslında bir antlaşma değil ,mütareke mahiyetinde idi.İranlılar antlaşmada!ki vergiyi vermememlerinin yanında Gürcistan'a da asker sevketmişler,bu da Osmanlılarca savaş edebi sayılmıştır.